İnsan âlemlerin özüdür.
Âlemler denince akla sadece Dünyanın ve Güneşin
de içinde bulunduğu sistem, bu sistemleri içine alan sistemler değil tüm
evrenler akla geliyor. Ayrıca bitkiler âleminden, hayvanlar âlemine; cinler âleminden
bilmediğimiz âlemlere kadar birçok âlem akla geliyor. Dini eserlerde on sekiz
bin âlemden söz edilirse de doğrusunu Allah bilir.
Allah Hz. Âdemi balçıktan yarattı ve
ruhundan üfledi.
Bilim adamları insanda bulunan maddeleri ve
özellikleri az çok bulmuşlardır; ancak ruh hakkında pek fazla bir şey
bulamamışlardır. Kur’an-ı Kerimde de ruh hakkında bize az bilgi verildiği
yazılmaktadır.[i]
Âlemlerin özü olan, halife olan insan
değerini bilmiyor. Organlarımızın da değerini bilmiyor, bunları sahip olduğumuz
için şükür etmiyoruz.
Organlarımızın değerini ancak onları,
kaybettiğimiz ya da kaybetmekte olduğumuz zaman anlayabiliyoruz.
Ben az çok anlayabildiğim için bu yazıyı
kaleme alıyorum:
Gönül gözümüzün de açılmasını dilerken
operasyon sonrası duygu ve düşüncelerimi yazmaya çalışacağım:
Sağlık hizmetleri gittikçe
kaliteleşmektedir. Katkı sağlayanlardan Allah razı olsun. Devletimize Allah
zeval vermesin.
Sağlık hizmetlerini yürütenlere de yürükten
teşekkürler.
Beni sol gözümdeki kataraktan kurtardılar,
ilerisini daha aydınlık görebiliyorum. Toplumun sol gözünü de açsalar. İnsanımız
da emperyalistlerin başta İslam Coğrafyasında olmak üzere, bütün mazlum
milletlerdeki vahşetini görebilse…
Toplumların gözü böyle tıbbı operasyonlarla
açılmıyor. Nasıl bir eğitim vermeliyiz ki insanımızın gözü açılsın?
Kendinden hareketle toplumdan söz etmeye
başladım. Sakıncası olmaz her halde, sonuçta biz de toplumun bir bireyi değil miyiz?
Bu miyop ve hipermetrop, astimat
terimlerini de yabana atmadan düşünün:
Önümüzü göremediğimiz gibi, uzağı da
göremiyoruz. Görebildiğini söyleyenler de doğru göremiyorlar. Çağdaş uygarlık
düzeyine çıkamamamızın bir sebebi de bu olmasın. Ayrıştırma nutukları, iktidara
gelme uğruna işbirlikçilik yapma ya da bilmeden egemenlere hizmet bundan
olmasın.
Bu göz muhabbeti uzadı. Kulak için de diğer
organlarımız için de böylesine muhabbet edebilir ve toplumla ilişkilendirilebilir.
Nitekim Kur’anda bazılarının göremediği
ve duyamadığı ile ilgili ayet vardır.[ii]
Nerden nereye demeyin, bu ne ilişki
demeyin. Gözlerimizi açamazsak, dünyaya
sağır kalırsak Cehennemi dünyada yaşamaya mahkûm oluruz. Kuran-ı Kerim Araf 179’
da belirtilen davarlar gibi olmamalı.
Âlemlerin özü olan insana davarlık asla yakışmaz.
Gözlerimizin, kulaklarımızın açılması için başkalarının operasyonlarını
beklemeyelim. İyiye, doğruya, güzele doğru yönelelim.
[i] “Ve sana ruhtan sorarlar. De ki: "Ruh, Rabbimin emrindendir.
Ve size, ilimden sadece az bir şey verilmiştir." (17/İsrâ-85) (Prof. Dr. Yaşar
Nuri Öztürk çevirisi)
[ii] A’RAF 179.Yemin olsun ki biz, insanlardan ve cinlerden birçoğunu
cehennem için yarattık. Kalpleri var bunların, onlarla anlamazlar; gözleri var
bunların, onlarla görmezler; kulakları var bunların, onlarla işitmezler.
Davarlar gibidir bunlar. Belki daha da şaşkın. Gafillerin ta kendileridir
bunlar. (Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk çevirisi)